Blog Post

Evrim Nedir, Ne Değildir?

  • von Bahar Patlar
  • 28 Juni, 2024

Evrim, bilimin en karmaşık aynı zamanda en büyüleyici teorilerinden biridir. Darwin 1859’da evrimin temel yasaları olan doğal ve eşeysel seçilimi tanımladığında ve bununla bağlantılı olarak türlerin birbiriyle akrabalık ilişkilerini ortaya koyduğunda bilim camiasında yer yerinden oynadı ve biyolojik evrim kuramı biyolojinin merkezine yerleşti. Evrim, biyolojik çeşitliliği anlamamızı sağlayan temel bir bilimsel teoridir. Evrimi doğru anlamak, hem bilimsel bilgiye dayalı doğru görüşlerin yayılmasını hem de biyolojik süreçleri daha iyi anlamamızı sağlar. Evrim, yaşamın nasıl değiştiğini ve çeşitlendiğini anlamamıza yardımcı olan güçlü bir araçtır, bu nedenle, doğru anlaşılması büyük önem taşır.

Büyük genetikçi evrimsel biyolog Theodosius Dobzhansky (1964) "Biyolojide hiçbir şey, evrim ışığında bakılmadıkça anlam kazanmaz" diye yazmıştır. Bu söz, canlılığı anlayabilmek için evrim biliminin ne kadar temel bir öneme sahip olduğunu çok iyi şekilde vurgular. Fakat, Darwin’li yıllardan bugüne evrim teorisi hala yanlış anlaşılmalara sebep oluyor ve bu yanlış anlaşılmalar tehlikeli ellerde birer propaganda silahına dönüşüyor. Bir evrim biyoloğu olarak bu makalede sizlere biyolojik evrim ile ilgili yaygın olan yanılgılardan, kısaca evrim mekanizmaları, biyolojisi ve felsefesi hakkında yanlış bilinen kuramlardan bahsederek, evrimin ne olmadığını anlatacağım.

Burada sizlere teknik olarak biyolojik evrim nedir diye anlatmayı amaçlamıyorum. Bu tip bilgilere ulaşabilmek için çok değerli kitaplara veya Evrim Ağacı gibi nitelikli bilim anlatıcı internet sitelerine başvurabilirsiniz. Yazının sonunda sizin için küçük bir kitap listesi hazırladım. Başlamadan biyolojik evrimin çerçevesini tanımlamak gerekirse, evrim kısaca zaman içinde kalıtsal özelliklerin popülasyondaki görülme sıklığında yaşanan değişimdir. Canlı organizmalar çoğaldıklarında, yavrularına bir dizi özellik aktarırlar. Bu özellikler, bir kelebeğin kanadındaki desenler veya bir kuşun uçma hızı gibi kolay gözlenebilecek şeyler olabilirken, çok daha mikro ölçülerde bir organizmanın DNA'sını oluşturan nükleotid bazlarının dizilimi gibi ölçülmesi görece zor olabilecek şeylerde olabilir. Sahip olduğumuz tüm bu özellikler, genlerimiz, epigenetik yardımcılar ve etrafımızı çevreleyen doğa tarafından şekillenir. Bu değişim, milyonlarca yıl boyunca gerçekleşir ve zamanla çok değişen canlıların içinden yeni türlerin ortaya çıkmasına yol açar. Yaşamın kendisi ortaya çıktıktan sonra hayata tutunmaya çalışırken, evrim onun var olma savaşında yol göstericisi olmaktadır. Yaşam bu süreçte ne kadar çok ve farklı canlı türleri üretirse, devam edebilmesi o kadar kolay olur. Bu şekillenmeye etki eden doğal veya eşeysel seçilim gibi matematiği olan mekanizmalar ise evrimsel süreçlerin hayatı işleme şeklidir.

Evrim bir teoridir, hipotez değildir. Teori zaten hipotez değildir.

Evrim, özellikle evrim karşıtı popüler medyada "sadece bir teori" olarak anılır. Eğer okuduğunuz veya izlediğiniz medya içeriği teori kelimesini evrim veya başka bir konu için, bu şekilde, yani ispatlanabilirdik açısından zayıf bir fikirmiş gibi kullanıyorsa oradan hızla uzaklaşın. Çünkü o içerik bilimde teorinin ne anlama geldiğini bile bilmeyen biri veya birileri tarafından hazırlanmıştır. Bilimsel dilde "teori" kelimesi, günlük hayatta kullanıldığı anlamdan çok daha güçlü bir anlama sahiptir. Bilimde teori, geniş çapta test edilmiş ve doğrulanmış bir açıklama çerçevesi, kuram anlamına gelir. Evrim teorisi, Darwin 1859’da Türlerin Kökenini yayınladığından beri, üniversite ve araştırma enstitülerinin evrimsel biyoloji, ekoloji, zooloji, botanik veya mikrobiyoloji gibi hemen her bilim dalında, milyonlarca gözlem ve deneyle desteklenmiştir. Var ve işliyor olduğu dünyanın düz olmadığı kadar gerçektir. Fosil kayıtları, akrabalık ilişkilerini ortaya koyan genetik çalışmalar, deneysel laboratuvar araştırmaları ve diğer her türlü bilimsel veri, evrimin doğal ve eşeysel seçilim mekanizmalarının nasıl işlediğini açıkça gösterir.

Bu mekanizmalar bazen adeta kuantum fiziği kadar çelişkili ve karmaşık bir yapıya sahip olabilir, bu da haliyle konuyu anlamayı zorlaştırır. Evrimin nasıl işlediğini zihinde canlandırabilmek için iyi bir biyoloji takipçisi olmak, biraz da matematiği sevmek gerekir. Fakat bir doğa yasası olarak varlığını kabul etmek için evrimi teknik olarak anlamak çok da gerekli değildir. Konuyla ilgili popüler dilde yazılmış birkaç kitap veya makale okumak yeterli olacaktır.

Tek tek organizmalar evrimleşmez.

Evrim popülasyon düzeyinde bir olgudur ve yaşam süresi boyunca tek bir bireyde meydana gelen değişiklikleri açıklamak için kullanılamaz. Tek bir canlının yaşamı boyunca geçirdiği değişimler, evrimsel değişimi değil; gelişim, öğrenme veya çevresel etkilere verilen tepkiyi ifade eder. Evrim, bir popülasyon içindeki genetik çeşitliliğin zamanla değişimi anlamına gelir. Bu değişimler, doğal seçilim, mutasyon, genetik sürüklenme gibi mekanizmalar aracılığıyla gerçekleşir. Örneğin, herhangi bir anda bir popülasyonda belirli bir özelliği taşıyan birkaç birey, çevresel koşullara daha iyi uyum sağlayarak hayatta kalma ve üreme şanslarını o özellikleri sayesinde artırabilir. Dolayısıyla bu bireylerin genleri sonraki nesillere daha fazla aktarılacaktır ve bu özellik zamanla popülasyon içinde daha yaygın hale gelecektir. Birey ancak bir mutasyonu taşıyarak baştaki tanımda da söylediğim gibi özelliklerin görülme sıklığının değişmesine aracı olur, ama kendisi evrimleşmez.

Eşeysel seçilim, yani dişilerin erkeklerini bazen renklerine göre seçmesi popülasyonda bir rengin gözlenme sıklığını nesiller boyunca değiştirebilir.

Evrim bir iyileşme süreci değildir, bir amaç veya hedef taşımaz.

Evrim, bir popülasyonun zaman içinde "daha iyi" veya "daha gelişmiş" hale geleceği anlamına gelmez. Çevreye en iyi şekilde uyum sağlayan türlerin hayatta kalacağı anlamına gelir. Bu ikisi birbiriyle aynı şeyler değildir. Açık renkli bir arka plan üzerindeki koyu renkli bir böcek avcılar tarafından kolayca görülebilir. Böyle bir popülasyonda böceğin daha açık renkli olmasına ve böylece tehlikeden gizlenmesine neden olan bir değişiklik o tür için faydalı olacak ve zamanla seçilerek popülasyonun renginin değişmesine yol açacaktır. Ancak evrim yalnızca gerçekte var olan özelliklerin sıklığını değiştirebilir, talep üzerine ya da önceden tasarlanmış bir hedefe ulaşmak için gerçekleşemez. Yani, popülasyonda hiç açık renkli böcek yoksa, açık renklenme sıklığı değişemez. Sadece açık renkli olmaya neden olan bir mutasyon ortaya çıktığında seçilim ilkesi işleyebilir.

Bazı durumlarda, evrim gerileme veya basitleşme anlamına bile gelebilir. Örneğin, mağarada yaşayan balıkların gözlerini kaybetmesi, çevreye uyum sağlamanın bir sonucudur. Bu balıklar için görme yeteneği gereksiz hale gelmiş ve bu nedenle gözler zamanla küçülmüş veya tamamen kaybolmuştur.

Evrim sadece doğal seçilim değildir.

Bir diğer yaygın yanılgı, evriminin sadece doğal seçilim yoluyla olduğudur. Doğal veya eşeysel seçilim, çevrelerine daha iyi uyum sağlayan organizmaların hayatta kalma ve üreme şansının daha yüksek olması prensibine dayanır. Seçilim, evrimsel değişimi yönlendirebilen ve etkileyen temel bir güçtür, ancak diğer başka mekanizmalar da eşit derecede önemli olabilir. Bir popülasyonun üyeleri arasındaki özellik değişiklikleri her zaman seçici süreçlerin bir sonucu değildir. Evrimsel değişimin bir kısmı doğası gereği stokastik (rastgele) olup, rastgele ortaya çıkmış yeni mutasyonların girdisine ve sınırlı popülasyon büyüklüğü nedeniyle gen versiyonlarının (alel) frekansındaki rastgele dalgalanmalara, yani genetik sürüklenmeye, dayanır. Genetik sürüklenme, nesiller boyunca alel frekanslarında değişikliklere neden olan evrimsel bir süreci tanımlar. Doğal seçilimle ilişkili alel frekanslarındaki yönelimli değişikliklerin aksine, genetik sürüklenmeyle ilişkili alel frekanslarındaki değişiklikler rastgeledir. Bu değişiklikler popülasyonların birbirlerinden farklılaşmasına yol açabilir, bu da zamanla farklı türlerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Evrim insanı diğer canlılardan ayıran bir süreç değildir ve maymunlardan geldiğimizi söylemez.

Evrim insanı diğer canlılardan ayıran değil, tüm canlıları içeren kapsayıcı doğal bir süreçtir. İnsanlar da diğer türler gibi, milyonlarca yıl süren evrimsel süreçlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmış bir türdür. Bu nedenle, insanlar da diğer canlılar gibi doğal evrimin bir parçasıdır. İnsan zekâsı ve karmaşık kültürel yapıları, evrimsel süreçlerle açıklanamayabilir, ancak, bu durum insanları diğer canlılardan tamamen farklı kılmaz.

Evrim bir türün diğer bir türe değiştiği doğrusal bir süreç değildir. İnsanlar ve diğer primatlar arasında genetik benzerlikler, ortak bir atadan türediğimizi net bir şekilde gösterir. Bu benzerlikler, sadece DNA dizilimleriyle sınırlı kalmayıp, anatomik, fizyolojik ve davranışsal özelliklerimizde de zaten açıkça görülmektedir. Evrim teorisi, insanın maymundan geldiğini iddia etmek yerine, insan ve diğer primatların (örneğin şempanzeler, goriller) ortak bir atadan evrimleştiğini söyler. İnsanlar ve şempanzeler, yaklaşık 6-7 milyon yıl önce yaşamış ortak bir ataya sahiptir. Bu ata, modern insanlara ve şempanzelere evrimleşen iki ayrı soy hattına ayrılmıştır. Ortak ata, evrimsel biyolojide, iki veya daha fazla türün geçmişte yaşamış olan ve genetik olarak birbirine bağlandığı bir atayı ifade eder. Bu bağlantılar adeta ağaç gibi yeni türler ortaya çıktıkça dallanıp büyür. Evrim ağacı yani yaşam ağacı, türlerin ortak atalarıyla nasıl bağlantılı olduğunu gösteren bir şemadır ve görüldüğü üzere tek bir doğru asla değildir.

Evrim geçmişte olmuş bir şey değildir, hâlâ devam ediyor ve yaşam var oldukça devam edecektir.

Evrim, sadece geçmişte olmuş bir süreç olarak düşünülmemelidir. Bu dinamik süreç, bugün de devam etmekte ve yaşam var oldukça devam edecektir. Örneğin, yakın zamanda sürekli mutasyona uğrayan ve bizi öldürmek pahasına hayata tutunan Covid-19 virüsü, evrimin günümüzde nasıl işlediğine dair hepimizin şahit olduğu çarpıcı bir örnektir. Özellikle, Delta ve Omikron gibi çeşitler, orijinal virüsün mutasyon geçirmiş halleri olup, bulaşıcılık oranları ve bağışıklık tepkilerinden kaçma yetenekleri farklılık göstermektedir. Bu durum, evrimin bir türün genetik yapısında nasıl hızlı ve etkili değişiklikler yapabileceğini gözler önüne serer.

İklim değişikliği de günümüzde evrimsel süreçleri hızlandıran bir faktördür. Değişen iklim koşulları, bitki ve hayvan türlerinin yeni çevresel koşullara uyum sağlamasını gerektirir. Örneğin, bazı kuş türleri göç yollarını ve üreme alışkanlıklarını iklim değişikliğine uyum sağlayacak şekilde değiştirmeye başladılar bile. Bu nedenle, evrimi anlamak, biyolojik süreçlerin ve yaşamın sürekliliğinin anlaşılması için kritik öneme sahiptir.

Evrim büyük değişiklikler gerektirmez.

Evrimin büyük değişiklikler gerektirdiği yaygın bir yanılgıdır. Evrim, genellikle küçük genetik değişikliklerin, yani DNA'daki küçük mutasyonların zamanla birikmesiyle gerçekleşir. Bu küçük değişiklikler, zamanla birikerek büyük farklılıklara yol açabilir. Örneğin, insanın evrimi sürecinde, beyin büyüklüğündeki artış ve çift ayak üzerinde yürüme gibi büyük değişiklikler, milyonlarca yıl süren küçük değişimlerin sonucudur.

Ayrıca evrimin hızı sabit değildir. Evrimsel değişikliklerin hızı, çevresel koşullara ve organizmaların genetik çeşitliliğine, popülasyonların büyüklüğüne bağlı olarak hızlı veya yavaş olabilir. Yukarıda bahsettiğim gibi ikim değişikliği ile ortaya çıkan hızlı değişim, hızlı evrimleşmeye neden olabilir.

Evrim tahmin edilebilir.

Evrimsel sonuçları, moleküler düzeyden organizma düzeyine ve hatta ekosistem düzeylerine kadar uzanan, doğru şekilde tahmin etme konusundaki zayıf performansımız, bizlerin evrimsel ve biyolojik süreçlerin eksik modellerinden ve bu tür modelleri parametreleştirmek için yetersiz veriye sahip olmamızdan kaynaklanıyor olabilir. Fakat bu evrimi yüksek düzeyde hassasiyet ve mekanizmayla etkili bir şekilde tahmin etmek için asla yeterli bilgiye sahip olamayacağız anlamına gelmez. Evrimin önceden tahmin edilemeyeceği şeklinde bir yargıya varmak için daha çok erken olduğunu söyleyebiliriz. Tıpkı günümüzde evrenin nasıl ortaya çıktığını, ne kadar büyük olduğunu veya tekli mi çoklu mu olduğunu anlayabilmemize yarayan parametrelerin az olması gibi, evrimi tahmin edebilmek için gereken yeterli biyolojik ve matematiksel bilgi de henüz oldukça sınırlıdır. Dolayısıyla evrimi tahmin edilemez olarak tanımlamak bir hata olur.

Ayrıca laboratuvarda “deneysel evrim” bilim dalı altında evrim tahmin edilebilir doğrultuda manipüle edilebilmektedir. Bu tür deneyler, evrimsel süreçlerin belirli koşullar altında nasıl yönlendirilebileceğini ve belirli sonuçların nasıl elde edilebileceğini göstererek evrimin öngörülebilirliğine dair önemli veriler sağlamaktadır. Örneğin, belirli stres faktörlerine maruz bırakılan mikroorganizmaların adaptasyon süreçleri incelenerek, evrimsel tepkilerin nasıl şekillendiği hakkında değerli bilgiler edinilebilir. Bu tür çalışmalar, laboratuvar ortamlarında gözlemlenen evrimsel dinamiklerin doğal koşullarda da belirli bir öngörülebilirlik ile izlenebileceğini göstermektedir.

Evrim, yaşamın çeşitliliğini ve karmaşıklığını anlamamıza olanak tanıyan temel bir bilimsel teoridir. Doğal seçilim ve diğer mekanizmalar aracılığıyla popülasyon düzeyinde gerçekleşen kalıtsal değişimlerin bir sonucudur ve tüm canlıları kapsayan geniş bir süreçtir. Evrim teorisi, biyoloji biliminin merkezinde yer almakta ve canlıların nasıl değiştiğini ve çeşitlendiğini anlamamızı sağlamaktadır. Bu nedenle yaşamın evrensel dili olarak evrimin doğru anlaşılması bilim dünyasında ve ötesinde büyük bir öneme sahiptir. Bir gün dünya dışında bir yerlerde, bir şekilde canlılığa rastlanırsa, yaşanan şoklar ve heyecanlı kutlamalar biter bitmez soracağımız ilk soru kaçınılmaz olarak nasıl evrimleştikleri olacak, ve yapılacak ilk bilimsel aktiviteler ne fizik ne de kimya alanlarında değil, evrimsel biyoloji alanında yapılacaktır.
Aksi belirtilmedikçe tüm illüstrasyonlar Chat GPT 4o, DALL-E, OpenAI kullanılarak yapılmıştır.

Kitap önerileri

  1. Evrim Kuramı ve Mekanizmaları, Yazar: Çağrı Mert Bakırcı, Ginko Bilim Yayınları
  2. Evrim Nedir?, Yazar: Ernst Mayr, Say Yayınları
  3. Herkes İçin Evrim: Darwin'in Teorisi Hayata Bakış Açımızı Nasıl Değiştirir?, Yazar: David Sloan Wilson, Metis Yayınları
  4. Ben Maymun muyum? Evrim Hakkında Altı Büyük Soru, Yazar: Francisco J. Ayala, Boğaziçi Üniversitesi Yayınları
  5. Evrim (Kültür Kitaplığı 54) Yazarlar: Brian Charlesworth, Deborah Charlesworth, Dost Kitapevi

Dr. Bahar Patlar
D-TAB Social Media
baharpatlar@gmail.com
Share by: